Güneydoğu insanları
Dışarıdan baktığında Güneydoğu Anadolu sadece Kürtlerin yerleşim yeri gibi görülebilir. Fakat yakın zamandaki bir projede Osmanlı İmparatorluğu zamanındaki seviyeye ulaşmasa da bölgede din ve etnik gruplardan çeşitli bir dizi bulacaksınız.
Fırat nehrinin batısına daha uygun olsa da bölgenin Batısı, çoğunlukla orada burada Kürtler tarafından doldurulan köylerle birlikte, Türkler tarafından da doldurulur.
Hasan Keyf’le Siirt arasındaki Kuzeybatı çizgisinin yanı sıra Suriye sınırı boyunca bölgenin Güney kısmı Arap nüfusunun temel merkezidir.
Tarihsel olarak Ortodoks Süryanilerinin egemenliği altında olan ve Şirnak ilinin yarısı ve Mardin çevresine ortalanmış olan Güneydoğunun Tur Abdin bölgesi tamamen farklı bir hikayedir. Bu bölgenin yerleşimlerinin arasında hem yerel hem de yerel halk tarafından acımasız bir şekilde gerçek satanist ya da dinsiz olarak adlandırılmalarına neden olan eşsiz inanç sistemleriyle Kürtçe konuşan Yezidilerdir.
Yezidilerin dini inancı genellikle dinlerinin şeytan figürüyle karıştırılır ve tavuskuşuyla sembolize edilen Melek-i Taus’un olduğu Iran ve eski Mezopotamya dinlerinin ve Sofu İslam’dan etkileri birleştirir. (ki tanrının yeryüzündeki temsilcisi ve ışığın kaynağı olarak görülen ve oldukça saygı duyulan bir varlık olduğundan bu karıştırmayı oldukça rahatsız edici bulurlar. Yezidilerin katılımcıların katılımıyla güneşle karşı karşıya geldikleri önemli ayinleri güneş batımı ve doğumu esnasında günde iki kez tepelerde yapılır.
Şu günlerde,bölgeden göç eden Yezidilerin çoğu,yezidi olmayanlardan uzak kalma emirlerinin yanı sıra,yüzyılların baskısının sonucu olarak kimsenin uğramadığı köylerdedirler ve dikkat çekmezler.
Güneydoğu Anadolu’da aynı zamanda oldukça büyük ermeni nüfusu da vardı. Fakat 1915’te topluluğa darbe yedi. Şu günlerde temelde Diyarbakır da olmak üzere bölgede avuç yaşlıca ermeni vardır.
Bu yerleşik insanlara ek olarak mera arayışı içinde yazları sürüleriyle Doğu Anadolu serin ovalarına taşınıp,kışın daha sıcak bölgelere geçen göçebe Kürtler de vardır.